Google’da En Çok Aranan Diziler Dünya genelinde etkisini sürdüren pandemi, insanları evlerine kapatmış, sosyal aktiviteleri sınırlamış ve bu süreçte internet kullanımını önemli ölçüde artırmıştır. Bu dönemde özellikle Türk izleyicisi, evlerine kapanmanın etkisiyle daha fazla dizi ve film araştırması yapmış, bu içerikleri takip etmiştir. Küresel dijital sektör, izleyicilerin taleplerini karşılamak adına çeşitli dizi ve film platformları ile karşımıza çıkmıştır. Google’ın her yıl yayınladığı en çok aranan konu ve başlıklar izleyicilerin dikkatini çekmiş ve büyük ilgi görmüştür.
Google’da En Çok Aranan Diziler
Bu yazımızda Google’da en çok aranan yerli ve yabancı dizileri sizler için listeledik.
En Çok Aranan Yabancı Diziler
- Euphoria
“Euphoria” sadece gençlik draması olmanın ötesinde, çarpıcı görsel unsurları, derinlemesine karakter analizleri ve çeşitli temaları ele alan bir televizyon dizisidir. Dizi, günümüz gençliğinin karmaşıklıklarını ve zorluklarını detaylı bir şekilde incelerken, aynı zamanda estetik açıdan dikkat çekici sahnelerle dolu bir atmosfer sunar.
Dizi, gençlerin karşılaştığı güçlükleri çıplak bir gerçeklikle sunarken, aynı zamanda cinsellik, cinsel kimlik, aile dinamikleri ve toplumsal baskı gibi konuları da cesur bir şekilde ele alır. Her bireyin kendi içsel yolculuğu ve kimlik arayışı, “Euphoria”yı sadece gençlik draması olmanın ötesine taşır.
Görsel açıdan, dizi renk paleti, kamera açıları ve çekim teknikleriyle dikkat çeker. Estetik unsurlar, karakterlerin duygusal durumlarına ve hikayelerine uyum sağlayarak izleyiciye daha derin bir deneyim sunar. Aynı zamanda, müzik seçimleri de dizinin atmosferini güçlendirir ve sahnelerin duygusal yoğunluğunu artırır.
- House of the Dragon
Fantazi dünyalarının mistik havasıyla büyülenen izleyiciler, George R. R. Martin’in “A Song of Ice and Fire” serisinden esinlenen ve efsanevi “Game of Thrones” dizisinin ardından, Westeros’un büyülü topraklarına yeni bir yolculuğa çıkıyor. HBO‘nun çığır açan yapımı “House of the Dragon”, Westeros tarihindeki muazzam bir devrine odaklanarak izleyicilere benzersiz bir hikaye sunma iddiasını taşıyor.
George R. R. Martin’in kaleminden ilham alan “House of the Dragon”, Targaryen Hanedanı’nın zengin ve karmaşık hikayesine ışık tutuyor. “Game of Thrones” takipçilerini heyecanlandıran bu dizi, Targaryenların Westeros’u ele geçirme sürecini ele alarak, krallıklar arasındaki entrikaları, ejderhaların görkemini ve unutulmaz karakterlerin çatışmalarını yeniden işliyor.
Dizinin oyuncu kadrosu da büyük bir çekiciliğe sahip. Prens Daemon Targaryen’i canlandıran Matt Smith, Alicent Hightower karakterini oynayan Olivia Cooke ve Rhaenyra Targaryen’i canlandıran Emma D’Arcy gibi yetenekli oyuncular, karakterlere derinlik kazandırarak izleyicilere etkileyici performanslar sunuyor.
“Game of Thrones” efsanesinden sonra “House of the Dragon”, fantastik dizi türüne yeni bir soluk getirme amacını taşıyarak geniş bir izleyici kitlesini cezbetmeyi hedefliyor. Westeros’un derinliklerine inen bu yeni dizi, hem “Game of Thrones” hayranlarını memnun etmeyi hem de fantastik dünyaya yeni katılanları büyülemeyi amaçlayan çarpıcı bir maceraya dönüşüyor. “House of the Dragon”, sadece Westeros’un geçmişine değil, aynı zamanda televizyon dünyasında yer alan dizilerin tahtına iddialı bir şekilde oturmayı hedefliyor.
- Moon Knight
Marvel evreninin en gizemli ve karmaşık kahramanlarından biri olarak karşımıza çıkan Moon Knight, sadece süper güçlerle değil, aynı zamanda zihinsel bir mücadeleyle de yüzleşiyor. Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) ile mücadele eden eski bir ABD denizcisi olan Marc Spector, Mısır ay tanrısı Khonshu’nun güçleri tarafından dokunulduğunda, hayatı hem ışığa hem de gölgelere gömülür.
Marc Spector, Khonshu’nun ay ışığı altında değişen bir kahraman olarak ortaya çıkar. Ancak bu değişim, yalnızca fiziksel bir dönüşüm değil, aynı zamanda zihinsel bir çatışmanın da habercisidir. Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, Moon Knight’ın kimliklerini bir arada tutma ve kontrol etme mücadelesini şekillendirir. Bu durum, kahramanımızın süper güçleriyle başa çıkarken yaşadığı içsel savaşın temelini oluşturur.
- The Watcher
Bir ev, sadece dört duvar ve bir çatı olmaktan çok daha fazlasını barındırabilir. “The Watcher” adlı gerçek hikaye, New Jersey’de hayallerindeki eve taşınan bir çiftin, karanlık bir sapık tarafından yazılan mektuplarla yaşadığı gerilim dolu bir hikayeyi gün yüzüne çıkarıyor.
Hayallerindeki evde mutlu bir hayat kurma umudunu taşıyan bu evli çift, kısa süre sonra bilinmeyen bir tehdit altında bulur kendini. “The Watcher” olarak tanımlanan bu gizemli figür, evlerini gözleyerek ve takip ederek yazdığı mektuplarla çifti rahatsız etmeye başlar. Her bir mektup, çiftin hayatını adeta bir kabusun içine çeker ve güvenli limanlarının aniden ne kadar kırılgan olduğunu gösterir.
Ev sahipleri, bu tehditkar yazıları alır almaz, kendi güvenliklerini sağlama alma telaşı içine düşer. Evleri, bir zamanlar huzurlu bir sığınakken, şimdi bir paranoyak gerilimin merkezi haline gelir. “The Watcher”ın kim olduğunu ve neden böylesine sapkın bir takıntıya sahip olduğunu anlamaya çalışan çift, gerçekle kurgunun iç içe geçtiği bir kâbusun içinde sıkışıp kalır.
Bu gerçek hikaye, sadece fiziksel bir evin ötesine geçerek, insan zihninin karanlık köşelerine de derinlemesine dalıyor. “The Watcher”, sadece bir sapkının tacizine değil, aynı zamanda güvenin, huzurun ve kişisel sınırların nasıl zorlandığına dair bir derinlik sunar. İzleyiciler, kendi evlerini bir kez daha gözden geçirirken, bu gerçek yaşam hikayesinin içsel bir gerilimle nasıl dokunduğunu hissedeceklerdir.
Bu olay, sadece New Jersey’deki bir evi değil, aynı zamanda insanların içsel güvenliğini ve yaşam alanlarının kırılgan doğasını sorgulatan bir olay olarak hafızalarda yer ediyor. “The Watcher”, hayal kırıklığı ve korku dolu bir ev hikayesi olarak, izleyenlere insan psikolojisinin karanlık yönleriyle yüzleşme cesareti veriyor.
- Inventing Anna
Gazetecilik kariyerinde yükselmeye çalışan bir muhabirin odaklandığı “Inventing Anna”, New York’un sosyal sınıflarının hem zenginliklerini hem de sırlarını ele alarak izleyicileri büyüleyen bir hikayeye davet ediyor. Başarılı bir gazeteci, New York sosyetesinin nabzını tutan ve Instagram üzerinden şehrin elitlerini kandırarak büyük bir servet biriktiren gizemli bir figür olan Anna Delvey’in peşine düşer.
Dizide, Anna Delvey karakteri, sahte bir mirasyedi kimliğiyle sosyal medyada yankı uyandırarak zenginlik ve lüksle dolu bir hayatın kapılarını aralar. Gazeteci, bu sahte kimlikli Instagram ünlüsünün arkasındaki gerçek hikayeyi aydınlatmaya kararlıdır. Anna Delvey’in sahtekârlıklarının ardındaki gizemleri çözmeye çalışan gazeteci, bu sıradışı figürün sadece New York sosyetesini değil, aynı zamanda kendi kariyerini de nasıl etkilediğini keşfetmeye başlar.
Anna Delvey’in yargılanması sırasında ortaya çıkan olaylar, izleyicilere sahtekârlık ve zenginlik arzusunun karanlık dünyasına derinlemesine bir bakış sunar. Dizinin temelinde, sosyal medyanın ve görüntünün gücüyle oynayan bir figür olan Anna Delvey, aynı zamanda modern toplumun değerleri ve çürümüşlüğü üzerine de düşündürücü bir ayna tutar.
En Çok Aranan Yerli Diziler
- Yalı Çapkını
Gülseren Budayıcıoğlu’nun kaleme aldığı, psikiyatrın danışanının hikayesinden uyarlanan Yalı Çapkını, Star TV ekranlarında izleyicilerle buluşuyor. Ancak etik kurallar gereği kahramanların gerçek kimliği gizli tutuluyor, bu da izleyiciyi merak içinde bırakan bir detay.
Dizideki ana karakterlerden biri olan Ferit, Gaziantepli Korhan Ailesi’nin önde gelen ismi Halis Ağa’nın torunu olarak karşımıza çıkıyor. Aile içinde el bebek gül bebek olarak büyütülen Ferit, başına buyruk ve sorumsuz tavırlarıyla ailenin hoşnutsuzluğunu kazanır. Dedesi Halis Ağa’nın baskısıyla bir kızla evlendirilmeye karar verilen Ferit, evlilik hazırlıklarına başlar. Ancak bu süreç, genç kız Suna’nın küçük kardeşi Seyran’ın da olaya dahil olmasıyla tamamen farklı bir yola sürüklenir.
- Duy Beni
Bağlı olduğu orta sınıf mahallesinde sıradan bir lise öğrencisi olan Ekim’in hayatı, trajik bir olayın gölgesinde kökten değişir. Bir sabah, okula gitmek üzere yola çıktığında, en yakın arkadaşı Leyla’ya araba çarpmış ve olay yerinden kaçan sürücü kimliğini gizlemiştir. Bu araç, zengin ailelerin çocuklarının eğitim aldığı bir okulun kampüsüne sığınarak, olayı gizemli bir sır haline getirir.
Suçluların belirlenememesi üzerine, okul yönetimi sorumluluğu üstlenir ve aralarında Ekim’in de bulunduğu üç öğrenciye burs verme kararı alır. Ancak Ekim’in bursu kabul etme motivasyonu, sadece ekonomik destek sağlamak değil, aynı zamanda arkadaşına çarpan aracın sürücüsünü bulma arzusundan kaynaklanır.
- Gelsin Hayat Bildiği Gibi
“Gelsin Hayat Bildiği Gibi” adlı dizinin ilk bölümünde, bir grup genç, hayatlarını değiştirecek olaylarla karşı karşıya kalır. Bu gençler, hayatlarının ikinci bir şansı olduğuna inanan Sadi Payaslı ile tanışır. Dizinin başlangıcında, Yedi Emin adlı yeraltı dünyasının korkulan ismi, düşmanlarının saldırısı sonucu yanlışlıkla bir çocuğun hayatını kaybeder. Bu trajik olayın ardından, Yedi Emin beklenmedik bir karar alır ve emniyete teslim olur. Mafyanın çökertilmesine yardımcı olma kararıyla birlikte, Yedi Emin kayıtlara ölü olarak geçer ve yeni bir kimlikle hayatına devam eder: Sadi Payaslı.
Sadi Payaslı, Coğrafya öğretmeni olarak Karabayır Lisesi’nde göreve başlar. Ancak, onun yanında komiser Songül de yerleştirilir. Karabayır Lisesi, sadece Sadi Payaslı’nın değil, aynı zamanda Adalet Bakanlığı’nın pilot okul uygulaması kapsamında gelen Can, Melek, Zülfikar, Mert ve Aylin gibi öğrencilerin de eğitim gördüğü bir yerdir. Her bir öğrencinin bu liseye gelme sebebi ve hikayesi farklıdır.
- Erşan Kuneri
Erşan Kuneri dizisi, Cem Yılmaz’ın yarattığı ve başrolünde oynadığı bir komedi dizisi olarak karşımıza çıkıyor. Dizi, 1970’lerin erotik sinema sektöründe çalışan ve farklı film türlerini denemeye karar veren Erşan Kuneri’nin maceralarını ele alıyor. Dizinin ilk sezonu 8 bölümden oluşmakta ve her bölümde Erşan Kuneri’nin çektiği bir film hikayesi izleyiciye sunulası hedefleniyor. Dizinin oyuncu kadrosunda Cem Yılmaz’ın yanı sıra Zafer Algöz, Ezgi Mola, Çağlar Çorumlu, Nilperi Şahinkaya, Uraz Kaygılaroğlu, Merve Dizdar ve Bülent Şakrak gibi isimler yer almaktadır. Dizinin yönetmen koltuğunda ise Cem Yılmaz’ın daha önce birlikte çalıştığı Murat Dündar oturmaktadır. Dizi, 2022 yılında Netflix platformunda yayınlanmaya başlamıştır.
Erşan Kuneri dizisi, Cem Yılmaz’ın sinema kariyerinde ilk kez bir dizi projesine imza attığı bir yapım olarak dikkat çekmektedir. Dizi, Cem Yılmaz’ın daha önce G.O.R.A ve Arif V 216 filmlerinde kısa süreli olarak görünen Erşan Kuneri karakterini merkeze almakta ve bu karakterin geçmişine ışık tutuyor. Dizi, hem Cem Yılmaz’ın hem de Türk sinemasının tarihine göndermeler yapmakta ve seyirciyi hem güldürmekte hem de düşürdürmeyi hedefliyor. Dizi, aynı zamanda Türk sinemasının farklı dönemlerine ve türlerine saygı duruşunda bulunmakta ve bu türleri yeniden yorumlamaktadır.
- Tozlu Yaka
Tozlu Yaka, iki farklı dünyadan gelen gençlerin aralarındaki sosyal ve ekonomik ayrımlara meydan okuyarak bir araya gelmelerini ve birlikte yaşadıkları zorlukları aşmalarını anlatan duygusal bir serüven sunuyor. Dizide, karakterlerin hayat mücadeleleri, kendi geçmişleri ve toplumlarındaki önyargılarla başa çıkma çabaları izleyiciye aktarılıyor.
Dizi ve Film kategorimizden daha fazla içerik için buraya tıklayabilirsiniz.